Güvenlik kamerası alırken nelere dikkat edilmelidir? Hangi ihtiyaçlarda hangi tip kameralar kullanılır? Sistem tercih ederken hangi sıralama izlenir? Aranan bütün bilgiler bu yazıda mevcuttur.
Kullanılmak istenen güvenlik kamera sistemi için araştırma yapılırken öncelikle ihtiyaçların belirlenmesi oldukça önemlidir. Sonrasında sistemin doğru bir şekilde yapılandırılabilmesi için aşağıdaki konulara dikkat etmek gerekir;
• Kamera Seçimi
• Lens Seçimi
• Kayıt Cihazı Seçimi
Şimdi tek tek bu konuları daha ayrıntılı olarak ele alalım.
Haber programlarında, televizyonda ve internet üzerinde sürekli güvenlik kamerası görüntüleri ile karşılaşıyoruz. Güvenlik kamera sistemleri; kendimizi veya ailemiz ile çalışanlarımızı özellikle biz orda olmadığımızda korumanın en önemli yollarından biridir. Bu hususta en önemli durum doğru ürünün doğru yerde tercih edilmesidir. Ürün yelpazesi çok geniştir. İşte biz bu rehberde doğru soruları sorarak, sizlerin en uygun ürünü bulmanızı hedefliyoruz.
Güvenlik Kamera Sistemi Nedir?
Basit bir tanım ile kamera güvenlik sistemi bir kamera, bir monitör, bir kayıt cihazı ve onları bağlayan bir kablodan oluşur. Bu tarz sistemlere kapalı devre televizyon sistemleri(CCTV) denir. Bu tarz sistemler, orada olmadan izlemek istediğiniz bölgeyi izlemenize yardımcı olurlar.
Sistem Seçimi Nasıl Yapılmalıdır?
Kullanılacak güvenlik kamerası sistemi ihtiyaçları tamamen karşılaması ve en uygun maliyetle kurulabilmesi için sistemde kullanılacak bileşenlerin ve teknolojinin çok iyi belirlenmesi gerekir. Bu bölümünde kullanılacak bileşenlerin ve teknolojileri ayrı ayrı ele alarak sizlere yardımcı olmaya çalışacağız;
KAMERA SEÇİMİ NASIL YAPILIR?
Güvenlik kamera sisteminin en önemli unsuru şüphesiz kameralardır. Sisteme kullanılacak kameralar kullanılan teknoloji, kullanım yeri ve kullanım amacı göz önüne alarak belirlenir . İhtiyaçların tam olarak belirlenmesi ve bu ihtiyaçları en uygun maliyetlerle karşılayacak ürünlerin tespit edilmelidir. Bu aşamada kamera çeşitlerini inceleyeceğiz;
Kameraları Altyapı ve teknoloji olarak ayrılırken, kameraların tiplerine göre ayırmak da mümkün.
Analog HD Kameralar
Analog HD kameralar, pazarda en fazla karşılaşılan ürünlerdir. Bu kameralar geleneksel koaksiyel kablolar üzerinden analog video sinyallerini ileterek yüksek çözünürlükte görüntüleri elde etmenizi sağlar. Eski Analog Kameralarınızın bulunduğu sistemlerinizi Gelişen teknoloji sayesinde analog altyapıyı kullanarak mevcut kablolamayla HD kamera ve HD DVR’lar ile değiştirerek istediğiniz görüntüyü elde edebilirsiniz.
Montajının kolay ve maliyetlerinin düşük olması nedeniyle diğer ürünlerden önce dikkat çeken Analog HD kameralar, çözünürlük konusunda da IP kameralar ile rekabet ederler. Çalışma prensipleri oldukça basittir. Sabit ya da hareketli kameralar ile çekilen görüntü UTP kablolar üzerinden kayıt cihazına (DVR) iletilir. Kayıt cihazı bu görüntüleri dijitale çevirip yüksek kalitede saklar.
IP Kameralar
IP kameralar doğrudan bir ağa bağlıdır ve IP kameralar verileri dijital olarak aktarır. Video direkt olarak dijital ortama kaydedildiği için onu dijitalleştirmek için bir DVR’a ihtiyacınız olmayacaktır. Kamerayı bir kayıt cihazına bağlamanızın tek nedeni gelen verinin harddiske kaydetmesini sağlamaktır. Aks takdirde network hattında her kameranın birer IP’si olacağı için kameraları bireysel olarak da ağ üzerinden takip edebilirsin, çünkü her cihaz networke bağlıdır. Ayrıca IP kameralar daha ince, daha esnek ve koaksiyonel kablodan daha kullanışlı olan network kablosu ile çalışır. IP sistemlerin avantajları arasında bir network kablosu üzerinden dilediğimiz kadar görüntüyü aktarabilmemizdir. Kullanılan saha ve omurga anahtarlar ile altyapı kurulurken kablo yoğunluğu da en aza indirilir. Çoğu IP kamera network kablosu ile enerji alabilir ve tek kablo DVR’daki ikiz kablodan çok daha rahattır. Çözünürlük konusunda da Analog HD kameralar ile çok farklı görüntüler vermemektedir.
Kamera Türüne Göre Kamera Çeşitleri
Kutu Kameralar
En eski kamera türü kutu(box) kameradır. Hava koşullarına uygun olmayan bir kameradır ve lenssiz satılır. Dış ortamlarda hava koşullarından korumak için Housing adı verdiğimiz muhafazalar içinde kullanılmalıdır.Farklı hava şartları için farklı gövde seçenekleri vardır.
Kutu kameraların kullanım amacı belirli bir yere görüntüyü mercekleyerek oradan maximum kaliteyi almayı amaçlar ancak gece görüşleri olmadığı için gece ve ya karanlık ortamlarda IR spotlara ihtiyaçları vardır. Standardı geniş çerçevesi, süper geniş açıdan, yüksek zooma kadar ihtiyacınız olan her tür görüntü için uygun mercek alabileceğiniz anlamına gelir. Bu kameranın boyutlarının büyüklüğü, zorlu çekimler için gerekli elektronik parçaları içermesine imkân verir. Bu da onu iyi bir tercih haline getiriyor
Bullet Kameralar
En sık kullanılan kamera türüdür. Bullet kamera dış ortam şartlarına uygundur.Teknolojinin gelişmesi ile birlikte gece görüş performansları da gelişmektedir.Mermi şekilli bir kameradır. Lensleri varifokal,motorize, sabit lens şeklindedir. Sabit lensli kameralar için Dirsek kurulumu sırasında tam olarak istediğiniz görüntüyü almak için kamerayı sağa-sola, aşağı-yukarı hareket ettirebilir, döndürebilirsiniz. Tabi ki dirsek ve ayarı gevşetmediğiniz ya da motorlu dirsekli bir kamera almadığınız sürece kamerayı tekrar hareket ettiremezsiniz. Çoğu kamera dirseğin kameranın altına veya üstüne monte edilmesine uygundur. Bu da kamerayı bir duvar veya tavana ya da herhangi bir çıkıntıya asmanıza olanak sağlar. Varifokal ve motorize lensli kameralar daha çok belirli bir noktaya odaklanmak ve daha net görüntü almak için kullanılır.
Dome Kameralar
Dome kameralar, bullet ya da kutu kameralara göre daha az fark edilir olduğu için özellikle estetik kaygılarla tercih edilir. Dome tipi kameralar genellikle iç ortamlarda ve geniş açıyla görüntü elde edilmek istenildiğinde kullanulur. Üstelik bu kameraları günlük hayatta bir bakışta tespit etmek daha zordur. Dome kameralar, sabit ya da değişken(varifokal) odaklı objektifli olabilirler. Kızılötesi aydınlatmalı da olabilirler. Çoğu dome kamera tavana ya da bir çıkıntıya monte edilebilir şekilde tasarlanmıştır, fakat bazı kameraların görüntüleyici düzeneklerinin dönüşü için duvara monte edilmeye uygundur. Fiziksel saldırılara karşı dayanıklı dome kameralar olarak bilinen gövdeleri güçlendirilmiş kameralar, zorlu koşullardaki uygulamalar için iyi bir tercihtir. Dış ortamlarda da kullanılabilinir ancak dış ortamlarda genelde Bullet kamera tercih edilir. Bu kameraların şekli sadece havaya uçan taş parçası ve çekiç gibi ağır nesnelerin etkilerini iyi absorbe etmeye imkân vermez, bunun yanında kamera bir havlu ya da plastik torbayla kaplanamaz. Kubbe biçimindeki şekli, kamera üzerine atılan bir ipin kamerayı düşürmesine izin vermek yerine ipin kolayca kaymasını sağlar.
PTZ Kameralar
Aşağı ve yukarı (tilt), ileri ve geri (pan) hareket edebilen, zoom-in(yaklaşma) ve zoom-out (uzaklaşma) yapmaya imkân veren bir operatörü olan motorlu kameralara PTZ (pan-tilt-zoom) kamera denir. Genellikle tek bir PTZ kamera fiyatına birkaç normal kamera alabilirsiniz. Birkaç sabit kamera aynı anda tüm sahneyi görmenize imkân verir. Bir PTZ tüm sahne boyunca kayarak hareket edebilir ve sonra tek bir noktaya zoom yapabilir, ama tabi ki sadece kameranın işaret ettiği noktayı görebilirsiniz. Eğer belirli bir yön ve belirli bir noktadan PTZ işaretiniz olursa, sabit bir kameranın kapsamında olmayan herhangi bir noktadaki aktiviteyi görme ya da kaydetme imkanınız olur, fakat diğer alanları kaçırabilirsiniz. Bu nedenle özellikle çok geniş alanlarda genel bir bakış vermek için kullanılan PTZ kameralar, endişe duyulan alanlara odaklanmış sabit kameralar tarafından desteklenebilir.
PTZ kameralar güvenlik amacının yanı sıra daha çok ortamı canlı olarak takip etmek amaçlı kullanılır. Geniş alanlarda anlık bir durumda olayın yaşandığı yere zoom yaparak durumu anlamak ve aksiyon almak için çok önemlidir
Ortama Uygun Lensin Belirlenmesi
Odak Uzaklığı (Fokal Uzaklık)
Kamerada bulunan sensör ile lens üzerinde bulunan optik merkez arasındaki mesafeye odak uzaklığı adı verilmektedir. Bakış açısının geniş olmasını istediğimiz alanlarda odak uzaklığını düşük seçmeliyiz. Bu sebeptendir ki odak uzaklığı yüksek olan lenslere dar açılı lensler de denmektedir. Odak uzaklıklarına göre lens tipleri aşağıdaki gibidir,
- Sabit Odaklı Lensler: 3.6 mm gibi odak uzaklığı sabit olan lenslerdir.
- Değişken Odaklı (Varifokal) Lensler: 3.5 – 8 mm gibi odak uzaklıkları birbirine çok yakın olan lenslerdir. Bu lens türünde odak uzaklığı, ortam koşullarına göre değiştirilebilir.
- Zoom Lensler: Odak uzaklıkları geniş bir aralıkta değişen lensler zoom lensler olarak adlandırılır.
İstenen Görüş Alanı (Görüş Açısı)
Bir kameranın görüş alanını belirleyen faktörler nesnenin boyutu (en ve boy) ve nesneye olan mesafe kameranın görüş alanını belirleyen en önemli faktörlerdir. Uygun görüş alanını elde etmek için lensin odak değerini değiştirmek yeterlidir.
Lens Aralığı Görüş Mesafesi
2.8 – 5 mm < 10 m
4 mm ~ 10 m
6 mm ~ 15 m
8 mm ~ 20 m
12 mm ~ 30 m
16 mm ~ 40 m
Işık Ayarı (Işıklandırma)
Ortamda bulunan ışık seviyesinin değişmesi görüntüyü etkilen faktörler arasındadır. Uygun irisli lens seçilmediği takdirde izlemenin net olarak yapılamaması, görüntünün tamamen kaybolması gibi problemler oluşur. Lenslerin çalışma prensibi, insan gözünde bulunan irisin çalışma prensibi gibidir. Lens kontrol türüne göre 4 çeşit iris kontrolü vardır:
- Sabit irisli lens: Fabrika gibi ışık seviyesinin 7/24 değişmediği ortamlarda ise sabit irisli lensler kullanılır.
- Manuel irisli lens: Ortam ışığının zamanla değişim gösterdiği yerlerde iris seviyesinin değiştirilebildiği manuel irisli lensler kullanılmalıdır.
- Motorlu iris zoom lens: Bu tür lensler genel olarak profesyonel uygulamalar için kullanılmaktadır. Bir motor vasıtasıyla odak uzaklığı değiştirilerek görüntü hem büyütülür hem de ışık kontrolü otomatik olarak yapılır. Bu tarz lensler, diğer lenslere oranla daha pahalı ve ebat olarak da büyüktür.
- Otomatik iris lens (Video drive veya DC drive): İris kontrolünün video işaretine göre tetiklendiği sistemler Video Drive olarak bilinirken, kameradan gelen DC gerilime göre yapıldığı sistemler ise DC Drive olarak adlandırılmaktadır. Video Drive veya DC Drive olarak adlandırılan iris kontrolü oto-iris olarak da adlandırılmaktadır ve genellikle ışık kontrolünün elle yapılamayacağı yerler için kullanılmaktadır. Günümüzde genel olarak iris kontrolü, DC Drive üzerinden yapılmaktadır.
KAYIT CİHAZLARI
Kayıt Cihazı Seçimi Nasıl Yapılır?
Bu bölümde kameralardan gelen görüntüler nasıl kaydedilir ve kayıt cihazı seçimi nasıl yapılır sorularını aydınlatmaya çalışacağız.
Güvenlik kameralarından gelen görüntüler, CCTV kablolama tesisatı üzerinden geçerek analog ve dijital olarak kayıt platformlarına ulaşır. Analog olarak kullanılan kayıt cihazı DVR olarak adlandırılır. Dijital olarak kullanılan sistemlerde network tabanlı IP kameralardan gelen görüntüler NVR ve yazılım tabanlı server üzerinde çalışan yazılımlar vasıtasıyla kayıt yapılır.
DVR Nedir?
CCTV sistemlerinde, güvenlik kameraları üzerinden gelen görüntüyü kayıt altına alabilen cihazlara Dijital Kayıt Cihazı (DVR) adı verilmektedir. Dijital Kayıt Cihazları kompakt bir yapıya sahip olup görüntü ve ses kaydı, uzaktan izleme, yedek alma, kayıtların oynatılması gibi özelliklere sahip olabilmektedir.
Kayıt cihazları, ihtiyaca göre ve mevcut CCTV sisteme göre değişiklikler göstermektedir. CCTV sistemlerinde genellikle 4, 8, 16 ve 32 kanal DVR çeşitleri kullanılmaktadır. Kanal sayısı, CCTV sistemi üzerindeki bağlanabilecek kamera miktarına göre çeşitlenmektedir. Örneğin; CCTV sisteminde 4 kamera bulunuyorsa 4 kanal DVR cihazı, 8 kamera bulunuyorsa 8 kanal dijital kayıt cihazı kullanılabilmektedir.
+ Avantajları; uygun maliyetli bir çözümdür, kurulumu oldukça kolay ve kurulum yapacak teknisyenler oldukça fazladır.
- Dezavantajları; tüm kameralar için kablolama gerektirir, kamera sayısına bağlı olarak DVR sayısı da artar, görüntü kalitesi sınırlıdır ve çözünürlük konusunda belirli bir sınırlama gerektirir.
NVR Nedir?
Networke bağlı IP kameralardan gelen görüntülerin kaydedildiği ve daha sonra bu görüntülerin tekrar network üzerinden izlenebilmesini sağlayan cihaza NVR (Network Video Recorder) adı verilmektedir. IP kameralardan gelen görüntüler, NVR cihazı aracılığıyla dijital olarak kayıt altına alınabilmektedir.
NVR cihazları, kameraların bağlanabileceği kanallardan oluşabilmektedir. Örneğin; IP kamera sisteminin 4 kameradan oluştuğu durumlarda, IP kamera NVR cihazı minimum 4 kanalı destekleyebilecek özellikle olmalıdır. Günümüzde kullanılan NVR cihazları, kayıt altına alınan görüntüyü H.264 protokolünü ile sıkıştırarak kaydedebilmektedir. Bu özellik sayesinde video kayıpları minimum düzeye inerken en az alana yüksek kalitede görüntü kaydedilebilmektedir.
+ Avantajları; kanal desteği DVR’dan daha fazladır, maksimum çözünürlük sunar, network altyapısını kullandığı için kablolama maliyeti düşüktür, kolay genişleme imkanı sunar, kolay yönetim ve bakım sağlar, PoE özelliği sayesinde fazladan enerji hattına gerek duymaz.
- Dezavantajları; çok fazla veri depolama ihtiyacına sahiptir.
SORU ve CEVAPLAR
IP Kamera ve Analog Kamera Arasındaki Fark Nedir?
İlk önce kullanılacak kameranın hangi kategoride olacağına karar vermek, sonrasında çalışmanın daha verimli ilerlemesini sağlayacaktır. Kabaca kameralar teknolojik olarak iki kategoriye ayrılır; Analog ve dijital/IP kameralar. Analog kameralar daha ucuz, kurulumu daha kolay, birçok uygulama için yeterli ve daha önce hiçbir deneyimi olmayan kullanıcılara daha uygundur. IP kameralar ise, daha esnek, yüksek kapasiteli, kurulumu uzmanlık gerektiren, biraz daha pahalı ve yeni kullanıcılar için daha karmaşıktır. Analog kamera tercih edenler daha ucuz ve kolay kullanılabilen bir kamera isteyenlerdir. IP kamera ve Analog kamera arasında çözünürlük olarak bir farklılık yoktur. Ancak IP kameralar dijital kodlamalar ile çalıştığı için zamanla parazitlenme görüntüde bozulma veya kameranın kendi yaşlanması ile görüntü kaybı yaşatmaz. Duyarlı bir güvenlik kamerası kullanıcısı, kendi gerekliliklerine en uygun şartları barındıran kamera tipini seçecektir.
Güvenlik kamera sistemi, kurulu bir halde ise bunu diğeri ile değiştirmek pahalı ve zahmetli bir işlem olur. Bir kere kararınızı doğru vermeniz gerekir. Aldığınız sistemi uzun bir süre kullanacağınızı göz önünde bulundurun. Profesyonel ekipmanlarda 5-7 yıl arası, tüketici ekipmanlarında 3-5 yıl, hatta iyi kontrol edilen ve bakılan sistemlerde çok daha uzun kullanım ömrü vardır.
IP mi, Analog mu? Hangisini Seçmeliyim?
IP mi analog mu diye düşünürken, ilk göz önünde bulundurmamız gereken şey çözünürlüktür. Yüksek çözünürlük, alan derinliği de yüksek olacağı için daha uzak mesafeleri net bir şekilde gözetleyebilmemize olanak sağlar. Bizim görmek istediğimiz alanın ne kadar olduğunu saptamamız karar vermemizde bize yardımcı olacaktır. Aslında kamerayı koyduğumuz yer ve gördüğü alanın derinlik isteyip istemediği, bize gereksinim duyduğumuz cevabı verecektir.
IP Kameralar DVR’a Kayıt Yapar Mı?
IP kameranın görüntüsünü DVR’a kaydedemezsiniz. Aksine IP kameralar, NVR veya yazılım tabanlı kayıt cihazlarına kayıt yaparlar. Bazı ağ bağlantılı depolama sürücüleri, NVR uyumludur ve kolayca birbirlerine bağlanabilirler. Bunun yanında bazı kamera modellerinin ise SD kart yuvası vardır ve karta kayıt yapabilir. Bu dahili depolama yöntemi az sayıda kamera kullanan, kullanıcılar için iyi bir çözüm olarak görülebilir.
Çözünürlük Ölçüleri Nelerdir?
Öncelikle, aslında kaç piksel kameraya ihtiyaç duyduğumuzu bilmemiz gerekiyor. 720p bir kamera 1280 piksellik görüntü verir. 1080p bir kamera 1920 piksellik, 5 megapiksel kamera ise 2592 piksellik görüntü verir. Hepsi aynı görüntüdür, fakat her piksel görüntünün daha küçük bir parçasını kaplar. Bu, daha yüksek çözünürlük gücü anlamına gelir. Geniş görüş alanında, her piksel daha esnetilmiştir ve görüntünün her noktasını görmek için daha az piksel kullanılır. Bu nedenle geniş objektifte görüntü alırken, nesnenin ne ya da kim olduğunu anlamanız için kameraya yakın olması gerekir. Dar görüş alanında, daha çok piksel konuyu çözmeye uygundur ve bu sebeple kameradan daha uzakta olan bir konuyu tanımanız mümkündür. Eğer çok geniş ve çok uzak bir alanın net görüntüsüne ihtiyacınız varsa aynı kamerayı kullanamazsınız.
Ne Kadar Çözünürlük Gerçekten Yeterlidir?
Ne kadar piksel yahut dikey televizyon çizgisine ihtiyacımız var? Bu aslında zor bir soru. En yaygın davranış, denemek ve piyasada bulunan ve alabileceğimiz en yüksek çözünürlüklü kamerayı almaktır. Tabi bu proje kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanmamızı sağlayan bir yöntem değildir. Çoğu zaman iki tane 1.3 megapiksel kamera sahibi olmak bir tane 3 megapiksel kamera sahibi olmaktan daha iyidir. Diğer bir deyişle kameranın ne kadar piksel sahibi olduğundan ziyade, bizim bu piksellerle ne yapacağımızdır önemli olan. Daha fazla piksel demek, daha keskin görüntü demektir. Daha az piksel ise tabi ki daha bulanık görüntü demektir.
Bant Genişliği Nedir Ve Neden Önemlidir?
Doğru yönlendirici switchi seçebilmek için, cihazınızın kullandığı bant genişliğini bilmeniz gerekir. Bant genişliği teorik olarak, bir ağın ne kadar bilgi aktarabilme kapasitesi olduğudur. Mesela su örneği üzerinden gidersek, eğer bir yerden bir yere su aktarmak isterseniz, borularınızın yeterli genişlikte olması gerekir. Eğer borularınız yeterince kalın değilse, yüksek basınçta, fazla miktarda su aktaramazsınız. Daha hızlı ve daha çok su aktarmak için, daha geniş borular döşemek zorunda kalırsınız. Ethernet kapasitenizi de artırabilmek ve daha fazla bilgi aktarabilmek için ise daha yüksek kalitede kablolar ve daha fazla bilgi hareketliliğini kaldırabilen, yüksek kapasiteli bir switch sahibi olmak zorundasınız. Kamera üzerinden, görüntü kalitesi, çözünürlük, kare hızı gibi özelliklerin ayarlarını değiştirip sıkıştırma sağlayarak da kullanılan bant genişliği miktarını değiştirebilirsiniz. Bu da, yüksek basınçta su vermeyip küçük kabloları kullanmaya benzer. Çoğu kamera üreticisinin sitesinde, bant genişliği hesaplayan sistemleri vardır. Bu hesabı yaparak ne yeterlilikte bir sistem almanız gerektiğine kolayca karar verebilirsiniz.
DVR’ların Limiti Nedir?
DVR büyük bir sıçramadır ancak tabi ki sınırları vardır. Her kamera bir kanala kaydedilir ve DVR’lar son teknolojiler ile maksimum 32 kanal kaydedebilirler. Eğer 32. kanalı ve kamerayı kaydetmek isterseniz, yeni bir DVR almanız gerekir. Bir diğer zorluk ise kablolamadır. Analog kamera, videoyu bir koaksiyonel kablo üzerinden aktarır. Ancak güç bu kablo üzerinden aktarılamaz ve onun için de ayrı bir kablolama gerekir. Ayrıca DVR içinde çıkış ve giriş kablosu olması gerekir. İkiz kablo oldukça kalındır ve kullanımı zordur. Yani hem DVR, hem güç kaynağı, hem kamera prize takılı olmalıdır ve ayrı kablolama gerekmektedir.
Kamera Montaj Yüksekliği Ne Olmalıdır? Önemli Midir?
Kameraların yüksekliği kameraların ne görmesi gerektiğine bağlıdır. Yüzleri kaydetmek için kullanılan kameraların yüksekliği kabaca zeminden 2,7 metreden aşağı ve 3,7 metreden yukarı olmamalıdır. Bu size bir yüzün görüntüsünü almak için en iyi şansı verir. Daha fazla bir yükseklikte insanların daha çok kafalarının tepelerini görürsünüz. Daha alçak bir yükseklik ve kamera açısı kameranın altında doğrudan bir ölü nokta oluşmasına sebep olur. Aktiviteyi (mesela park alanındaki veya bir depo ya da fabrikadaki aktiviteyi) görmek içinse daha yüksekte olmalıdır. Zeminden 5,5 ila 7,3 metre arası yükseklik yeterlidir. Araç plakalarının okunması içinse daha alçağa monte edilmelidir. Genellikle 0,9 ila 1,5 metre arası yükseklik önerilir. Ayrıca, plaka kameraları otopark girişi ya da sürüş yolu dönüşü gibi hızın normal olarak saatte 16 kilometrenin altına düştüğü tıkanma noktalarında olmalıdır ve tabi ki plaka numaralarını okuyabilmek için yeterli yükseklikte PPF sağlamanız gerekir.
Çevre İçin Hazırlık Yapmalı Mıyım?
Kameraların hava şartlarına uygun olup olmadığı, dış mekan için üretilmiş kameralar olmaları ya da iç mekan için tasarlanan kameralar olmaları referans alınarak anlaşılabilir. Dış mekan kameraları olarak ifade edilen kameralar hava şartlarına uygundur, iç mekan kameralar ise uygun değildir. Bir dış mekan kamerasını iç mekanda kullanmak için tabi ki de önünüzde hiçbir engel yoktur. Ama bir iç mekan kamerasını, dış mekanda ancak ilk yağmura ya da çok sıcak veya çok soğuk havaya kadar kullanabilirsiniz. Kameranın şiddete maruz kalmasından korkuyorsanız fiziksel saldırılara dayanıklı, güçlendirilmiş gövdeli bir kamera seçmelisiniz. IP koruma sınıfı, elektroniklerin dış etkilere olan dayanıklılığını ölçer. En yüksek IP derecesi 10’dur, ki bu 4,5 kilogram ağırlığın 40 santimetre yükseklikten bırakılmaya dayanıklı olduğu anlamına gelir. Şaşırtıcı şekilde “patlamaya dayanıklı” kameralar, patlama etkilerine dayanabilen kameralar demek değildir. Patlamaya dayanıklı kameralar, daha çok petrol rafinerisi gibi patlama riski yüksek mekanlarda kıvılcım ve benzeri tehlikelere karşı sızdırmaz olarak tasarlanmışlardır. Başka bir deyişle “patlamaya dayanıklı” kamera patlamaya neden olmayan bir kamera demektir, patlamadan kurtulan değil.
Aydınlatma Nasıl Olmalıdır?
Çoğu güvenlik kamerasının 24 saat çalışması beklenir. Bu nedenle aydınlatma koşullarına dikkat etmek gerekir. Kameranın normal çalışması sırasında görüş alanı çok karanlık olacaksa, iki seçeneğiniz vardır. Eğer yeterli olmayan az bir ışığınız varsa kullanılabilir ışığı arttıran bir kamera seçebilirsiniz. Hiç ışığınız yoksa ekstra aydınlatma kurarak ya da aydınlatmalı bir kamera seçerek ışık ekleyebilirsiniz. IR LED’ler ile yapılan aydınlatma, kenarları gölgede kalacak şekilde görüntünün sadece merkezini aydınlatır. Fakat kameradaki düşük ışık fonksiyonu, dijital işlemin bir sonucudur ve genellikle grenli ve rahatsız edici bir görüntü verebilir. Bu nedenle düşük ışık kamerası veya kızılötesi aydınlatmalı bir kameraya karar vermeden önce dikkatli düşünülmelidir. Düşük ışık kamerası sadece ışığı arttırır bu nedenle sahnenin sokak lambası gibi az da olsa bir ışığa sahip olması gerekir. Düşük ışık kapasiteli kameralar True D/N (gerçek gün/gece) veya D/N (gün/gece) olarak çeşitlenir. Dijital D/N olarak adlandırılan kameralar True D/N olarak adlandırılan kameralara göre daha çok ışık göre daha çok ışık gerektirir. Kızılötesi aydınlatmalı kameralar ise D/N IR olarak adlandırılır.
Kablosuz Kamera Kullanmalı Mıyım?
Kablosuz kameralar ilk bakışta çekici gelebilir, ancak dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır. Her şeyden önce bant genişliği kaygıları nedeniyle yüksek kaliteli bir video sinyalini kablosuz olarak iletmek oldukça zordur. Bir alıcıya analog video gönderme yeteneğine sahip bir kablosuz verici çok pahalı olabilir. Bazı üreticiler daha az güçlü bir verici kullanımına olanak sağlaması için sinyali sıkıştırırlar. Bu da düşük kalitede bir videoya neden olur. Daha büyük bir problem ise enerjidir. Zaten elektrik prizine yakın yerleştirilmesi gereken kameranın enerji kaynağının kayıt cihazı veya anahtar yakınına yerleştirmenize izin veren video kabloları enerji kablolarıyla birlikte ilerler. Her halükarda elektrik prizlerinin yakınında olması gereken kablosuz kameraların dış mekânlara kurulumunu yapmak bir meydan okumadır. Parazitler kablosuz kameranın performansını düşürebilir. Kamera ve alıcı arasındaki duvarların malzemesi, elektrik tesisatından gelen RF paraziti, Wi-Fi yönlendiricileri, hepsi videonun kalitesini düşürür. Kamera ya da kablosuz alıcıya bir anten eklemek mümkündür ancak bu kablosuz iletim verimliliğinde sadece sınırlı bir ölçüde artış sağlayacaktır. Bu yüzden kablosuz kamera satın almaya karar vermeden önce bunun yerine mevcut kabloların fizibilitesi hakkında düşünülmelidir.
Sonuç Olarak
Gördüğünüz gibi, bir güvenlik kamera sistemi satın almak ve kullanmak, öncesinde dikkatli bir düşünce ve planlama gerektiriyor. Kameranın yapabileceklerinden ne istediğinizi tam olarak anlamak, kameranın yeteneklerini anlamak ihtiyacınıza tam olarak uygun cihazı seçmenizi sağlar. Video denetleme sistemi, fiziksel koruma sisteminin sadece bir parçasıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi, buna uygun ekipman ve uygun prosedürler ve bunları kullanmak için eğitilmiş personelin katılımı eklenmelidir. Güvenlik kamera sisteminiz kullanıma hazır olarak kurulduğunda, CCTV sisteminizin kullanımı için videoları nasıl ve nerede izleyeceğinize, kamera görüntüleriyle nasıl soruşturma yürüteceğinize, gelecekte kanıt olarak kullanmak üzere videoları nasıl kaydedeceğinize karar vererek prosedürleri geliştirmeniz gerekir. Bu prosedürler oluşturulduktan sonra gerekli işlemler için eğitimli personele ihtiyacınız vardır.
Bu kılavuzun sizlere, mevcut pazarda farklı kamera sistemleri arasındaki farklılıkları açıklamakta yardımcı olacağını umuyoruz. Belirli teknolojiler gelip geçse de, CCTV sistemi ürünleri için en temel ortak kavramları açıklamaya çalıştık. Güvenlik sistemleri teknolojileri gelişmeye devam ettikçe bu yazıdan öğrendiklerinizi aklınızda tutun. Böylece yeniliklerin getirdiği değerleri anlayabileceksiniz.
Tristique parturient nulla ullamcorper at ullamcorper non orci iaculis neque augue.
Alarm sistemleri, işyeri ve konutların güvenliğini, sizin ve sevdiklerinizin can ve mal güvenliğini korumak amacı ile tasarlanmış günümüzde önemli bir ihtiyaç haline gelmiş güvenlik sistemleridir. Kablolu ya da kablosuz olmak üzere iki farklı şeklilde alarm sistemleri çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Alarm Sistemleri ile ev ya da iş yerinizi çok daha güvenli bir hale getirebilirsiniz. Hırsızlık, yangın, ve ya tıbbi durumlara karşı bu sistemler ile önlem alabilirsiniz. Ayrıca tehdit altında hissettiğiniz zaman panik butonu ile alarm sistemini devreye alarak kolluk kuvvetlerinin en kısa sürede size ulaşmasını sağlayabilirsiniz
Alarm haber alma merkezleri sayesinde evleriniz veya işyerleriniz 7/24 olarak takip edilir. Haber alma merkezleri yaşanan sıkıntılarda polis, itfaiye ya da ambulans’a anında haber verir. Ayrıca daha önceden belirlenmiş sisteme kayıt edilmiş kişi ya da kişilere haber verilir. Hırsızlar alarm sistemlerinin bulunduğu evleri ve işyerlerini tercih etmediğinde etkin bir caydırıcılığın olduğu görülmektedir. Bu sistemler yapı gereği yetkisiz kişiler tarafından sabote edilemez. Sirenler sabotaja karşı korumalıdır. Olası bir dışarıdan bir müdahalede sabotaj switchi tetiklenir ve alarm devreye girer
Tüm kapalı ve ya açık alanlarda kurulabilen ve devrede olduğu sürece izinsiz girişler olduğunda alarm haber alma merkezine durumu ileten bu sistemler, hareket dedektörleri, kapı ve pencerelere takılan manyetik kontaklardan gelen bilgileri kurulu olan panele, panel de internet,gsm modülü veya sabit telefon hattı ile haber alma merkezine iletir. Haber alma merkezi belirlenmiş senaryo ile mülk sahibine ve/veya kolluk kuvvetlerine haber verir.
Alarm Sistemleri kablolu veya kablosuz olarak ikiye ayrılır. Kablolu sistemler daha çok inşaatı tamamlanmamış evlerde veya kablo gözükmesinin göz zevkini rahatsız etmeyeceği iş yerlerinde görülür. Kablosuz sistemler ise oturumlu evlerde her pencereye veya balkon kapısına bir merkezden kablo çekilmesi neredeyse imkansız olduğu için daha çok buralarda kullanılır. Villalar ve ya büyük işletmelerde kablosuz sistemlerin tercih edilmesi kablolama maliyetinden çok daha uyguna gelmektedir. Alarm Sistemleri ülkemizde büyük kurumsal firmalar tarafından kiralama tekeline dönüşmüş olsa da bu sistemleri satın alarak sadece haber alma merkezlerine yıllık bağlantı bedeli ödeyerek (zorunlu değil) çözüm sağlanabilir. Gelişen teknoloji ile beraber alarm sistemleri telefon uygulamaları üzerinden yönetilmektedir. Herkesin akıllı telefonu artık birer haber alma merkezidir.
Kiralamak yerine Satın Alabilirsiniz!
Güvenlik sistemlerinde sunulan hizmet iki kademelidir. Bunlardan birincisi evinizde donanımları bulunan güvenlik ekipmanları. Aslında alarm sistemleri kapalı devre olarak hiçbir yere bağlı olmalarına gerek olmadan tek başlarına çalışabiliyor ve izinsiz bir giriş algılandığı anda alarm devreye girerek siren çalıyor ve bu durum alarmın caydırma özelliğini gösteriyor. Bu sistemler her türlü yere uygunluğu sağlanır genellikle ev ve işyerlerinde bulunan her kapı ve pencereye manyetik kontak ve ya hareket dedektörleri eklenir. Sensör sistemlerinin sayısı ve çeşitliliği artırılabilir. Sistemlere ek olarak cam kırılma, ısı, duman ve gaz sensörleri de yerleştirilebilir. Bu şekilde çok daha geniş ve kapsamlı bir sistemi yapılandırmış oluruz ve bu iş için kiralama yöntemini kullanabileceğiniz gibi satın alma yöntemini de kullanabilirsiniz. Eğer alarm sistemine ihtiyaç duyduğunuz yer uzun süreli bulunacağınız bir yer ise satın almanızı tavsiye ederiz.
Alarm sistemi ekipmanları birçok farklı bileşenden oluşuyor. Bu bileşenler arasında sensörler en önemli kısım gibi görünse de aslında teknolojinin temelinde yatan şey panel: Alarm panelleri, kendilerine bağlanacak sensörler, tuş takımları ve sirenlerle bir bütün olarak çalışarak temel alarm sisteminin kurulmasına izin veriyor. Paneller genellikle 8 bölgeli olarak sunulsa da 32 bölgeye kadar genişletilebiliyorlar. Dolayısıyla mekana ve ihtiyaca göre istenildiği biçimde uyarlanabilen alarm sistemlerine sahip olunması mümkün hale geliyor.
Peki kim müdahale edecek?
İstediğimiz kadar zonlarını ve görevlerini geliştirebildiğimiz alarm sistemlerinin önemli özelliklerinden bir tanesi de panik butonu, acil çağrı sistemi, izinsiz girişlerde ortaya çıkan güvenlik gücü veya tıbbi müdahale ihtiyacının otomatik olarak bildirilebilmesi için bir de hizmete ihtiyaç duyuluyor.
Alarm sisteminin fiziksel kısmı yanında alarm izleme ve kontrol hizmetini de ayrıca almak mümkün. Bu hizmetleri edindiğinizde kurulmuş sistemin özelliğine göre alarm çalmaya başladığında gerekli kişilere bildirim yapılmasını, türüne göre polis, itfaiye veya ambulansın çağrılmasını, belirli dönemlerde raporlama yapılabilmesini ve alarm sisteminin sağlığının sürekli olarak uzaktan denetlenmesini sağlamış olursunuz. Ayrıca bu hizmetlerin alarm sisteminizle bağlantısını GSM şebekesi veya analog telefon şebekesi üzerinden oluşturulmasını sağlayabilirsiniz. Bunun yanında sunulan hizmetin ücretsiz bir uygulamayla iOS veya Android cihazınızdan kontrol edilmesini de sağlayabilirsiniz.
PLAKA TANIMA SİSTEMİ NEDİR?
(Automatic Number Plate Recognition, ALPR, ANPR)
Plaka Tanıma Sistemi kameralardan elde edilen araç görüntüsünün üzerinde plaka bölgesi tespit edilerek ve ayrıştırılarak, plaka üzerinde bulunan karakterlerin optik karakter tanıma (Görüntü İşleme) yöntemleri ile okunması işlemidir.
Projeye göre değişik uygulamaları olup, uygulamaya özel algoritma ve donanım yapısının bir araya getirilmesi ile oluşturulan bir sistemdir.
Plaka Tanıma Yazılımı Algoritmaları
• Kamera görüntüsü üzerinden plaka yerinin tespit edilmesi ve ayrıştırılması
• Plakanın sonraki algoritmalara uygun şekilde yeniden konumlandırılması ve ebatlandırılması
• Parlaklık, zıtlık gibi görüntü özelliklerinin normalizasyonu
• Karakter ayırma ile görüntüden karakterlerin çıkarılması
• Optik karakter tanıma
• Ülkeye özgü söz dizimi ve geometrik kontroller
Neden Plaka Tanıma?
• Otoyol, köprü ve gişelerden geçen araçların çalıntı veya ihlal bilgilerine ulaşabilmek ve analizlerini yapabilmek
• Otopark, site, nizamiye ve buna benzer kontrollü geçiş noktalarının giriş ve çıkışlarında insan gücünü hafifletmek, kolay, hızlı, güvenli giriş ve çıkışlarını sağlamak
• Kantar, araç muayene istasyonları ve buna benzer yerlerde plaka bilgilerine otomatik olarak ulaşabilmek
Plaka Tanıma Sistemi Uygulama Alanları
• Otoyol üzerinde şehirlerin Giriş & Çıkış Noktaları • Kontrollü Araç Geçişinin ihtiyaç Duyulduğu Yerler
• Köprüler ve Gişeler • Sınır Kapıları • Otoyol Kontrol Noktaları • Otoparklar • Siteler • Nizamiyeler
• Depolar ve Antrepolar • Üniversiteler • Hastaneler • Oteller • Kantarlar • Hava Alanları • Okullar
• Otogar ve Terminaller • Fabrikalar ve Sanayi Tesisler • Alış Veriş Merkezleri
Plaka Tanıma Sistemi’nin Avantajları Nelerdir?
1- Kolay Araç Geçişi : Kolay araç geçişi yapılmasını sağlayan plaka tanıma sistemi, sistem üzerinde kayıtlı plakası olan araçları tanıyarak araçların kolayca geçiş yapmasını sağlamaktadır. Tüm giriş ve çıkışlar tek ekran üzerinden yönetilmektedir. Geçiş esnasında uyarı almak istenilen araçlar için “VIP liste” oluşturulabilinir.
Apartman, site ve rezidans gibi toplu yaşam alanı otoparklarında daire bazında farklı araçları sisteme kaydedebilmeniz de mümkün. Ayrıca her aboneye çok sayıda araç limiti de tanımlayabilirsiniz.
2- Üst Düzey Güvenlik: Plaka tanıma sistemi sayesinde tamamen otomatik olarak gerçekleşen çalışma sistemi ile sisteme tanımlı olmayan araçların geçişleri önlenir. Şüpheli, yabancı veya yetkisiz bir aracın kaçak giriş yapma teşebbüsü durumunda ise alarm üreterek güvenlik önlemi alınmasını sağlamaktadır.
Misafir araçlar için misafir kaydı oluşturabilir ve misafir araçlar için otomatik çıkış oluşturabilirsiniz. Ayrıca istediğiniz otoparkta süre sınırı uygulayarak belirlenen sürede çıkış yapmayan araçlar için alarm üretilebilinir.
Giriş çıkış yapmasını istemediğiniz araçlar için “kara liste” oluşturabilir, kara listedeki araçların otopark içerisine girmesine engel olunabilinir. Tüm bu özellikler sayesinde daha güvenli bir alan sağlanabilmektedir.
3- Zaman Tasarrufu: Plakalar minimum süre içerisinde işlenmesini ve sistemde kayıtlı olan veriler ile eşleşmesini sağlayan plaka tanıma sistemi ile beraber yüksek seviyede zaman tasarrufu sağlanır.
4- Maliyet Tasarrufu: Abone araçlar sisteme rahatlıkla tanımlanabildiği için, ekstra giriş kartları, etiketler, uzaktan kumandalar gibi materyallerin kullanımına gerek kalmıyor, böylelikle maliyetler de azalmış oluyor. PTS’yi kiralayan yerlere anahtar teslim hizmet sunan Apsiyon, satış sonrasında da ihtiyaç anında desteğini devam ettiriyor. Ayrı bir yazılıma ihtiyaç duyulmaksızın, sadece Apsiyon üzerinden yapılan tanımlamalarla çalışan sisteme; tüm bilgisayarlar, tablet ve akıllı telefonlardan bağlanılabiliyor. Böylece yüksek kurulum maliyetine katlanmadan, aylık kiralama modeli ile araç giriş çıkışları kontrol edebileceğiniz, plaka okuma sistemlerini kullandığınız kadar ödeme imkanı sağlanıyor.
Araç plakalarının tespitinin gerçekleştirilmesiyle beraber, olumsuz sonuçlara karşı erken önlem alabilme ve hızlı müdahale gerçekleştirebilme ayrıcalığı sağlanır.
Plaka Tanıma Sisteminin Başlıca Özellikleri
• %100 yerli üretim
• %98 tanıma oranı
• 5 – 7 milisaniye arasında tanımlama süresi
• 250 km/saat hızla giden araç plakasını tanıma
• Araç Hız Tespit Özelliği
• KGYS (MOBESE) projeleri ile tam uyum
• Kare, dikdörtgen, resmi, askeri plakaları okuyabilme
• Latin plakaların tamamını tanıma
• Opsiyonlu olarak araç Marka ve Renk tanıma özelliği
• Gece ve gündüz farklı ışık koşullarında çalışabilme
• Otomatik olarak araç plakalarını kayıt etme (Plaka, Tarih, Saat ve Güzergâh)
• Kayıt edilen plakaların sorgulanması ve resimli olarak raporlanması
• Kullanıcı yetkilendirme ve uzaktan yönetim
• EGM-POLNET ve yerel veri tabanından otomatik olarak sorgulama
• Otomatik bariyer tetikleme ve kontrolü
• Otomatik fiş ve etiket basma
• Otopark ücret otomasyonu
• İzinli (abone) araçların otomatik geçişini sağlama ve araç sayma
• Arabaların park alanı kullanımları hakkında bilgi edinimi
• Her türlü veri tabanı ile entegrasyon
• Kolay kurulum ve kolay kullanım ara yüzü
• Tüm otomasyonlara bilgi gönderme ve alma
• Araç içine montajı ile mobil plaka tanımlama
• İhtiyaca göre geliştirilebilir fonksiyonlar
• IP (Dijital) kameralar ve yüksek çözünürlükte çalışma
• Web sunucu yazılımı (veri tabanı bağımsız)
• Platform bağımsız sunucu yazılımı (Linux, Windows)
• Internet olması durumunda IOS ve Android destekli bariyer tetikleme (Iphone, Samsung vb.)
Tüm Versiyonlarımız:
1- Otoyol Plaka Tanıma Sistemi (EGM Polnet Sorgulama)
2- Ortalama Hız İhlal Tespit Sistemi (Plaka Tanıma Sistemi İle Hız Koridoru)
3- Doppler Radar veya Dijital LOOP Entegreli Hız Tespit & Plaka Tanıma Sistemi
4- Otopark Plaka Tanıma Sistemi (Site, Konut)
5- Ücretli Otopark Plaka Tanıma Sistemi (Sabit Ücret, Süre Bazlı Ücret – Ön Muhasebe)
6- Vale Otopark Plaka Tanıma Sistemi
7- Otel Otoparkı Plaka Tanıma Sistemi
8- Kantar Plaka Tanıma Sistemi
9- Mobil Plaka Tanıma Sistemi
Yangin alarm sistemi, kimyasal bir olay olan yangının erken tespit edilmesini ve böylece hemen söndürülebilmesini sağlayan elektronik sistemdir ve profesyonel teknisyenler tarafından kurulmalıdır. Yangının meydana gelebilmesi için yanıcı madde, oksijen ve ısının bir araya gelmesi gereklidir. Bu üç unsurun bir araya gelmesi ile ortaya çıkan yangının erkenden tespit edilebilmesi için de yangın alarm sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler, her tür binaların yangına karşı korunmasını sağlamaktadır. Sistem, yangın kontrol paneli, dedektör, alarm butonu, siren ve flaşörlerden meydana gelmektedir. Bu cihazlar belli bir projeye göre monte edilmektedir. Bu işlemin de mutlaka profesyonel kişiler tarafından gerçekleştirilmesi önemlidir. Ayrıca sistemde kullanılan elemanların ulusal ve uluslararası yangın yönetmeliklerine uyumlu olması da gereklidir.
Bir işyeri yöneticisi iseniz en büyük önceliklerinizden biri iş ortamınızdaki insanların güvenliğini sağlamak olmalı. Diğer bir yandan işyerinizin makine, ekipman, stok ve hammadde gibi maddi değerlerini de koruyacak önlemleri almalısınız. Yangın tehlikesi çoğu iş yeri için yıkıcı sonuçları olabilecek büyük bir tehlike
İşyerinizdeki Yangın Tehdidini Belirleyin
Her iş yerinin yangın konusunda farklı risk seviyeleri vardır. Sadece birkaç kişinin çalıştığı ofislerde yangın riski minimum düzeydeyken, yanıcı maddelerle çalışan üretim tesislerinde bu seviye maksimumuma çıkar. Bu yüzden ilk olarak işyerinizin taşıdığı yangın risklerini belirleyerek yangın alarm sistemleri arasında tercih yapmaya başlamalısınız.
İşyeriniz içindeki bölümlerin de farklı yangın riskleri vardır. Örneğin, yanıcı maddelerin depolandığı alan daha yüksek bir riske sahipken, iş ekipmanlarının saklandığı alan daha düşük bir riske sahiptir.
İşyerinizdeki riskli bölgeler de çeşitlilik gösterebilir. Bu yüzden her riske göre farklı bir çözüm üretilmelidir. Yanıcı ve parlayıcı maddelerin olduğu bölümlere ısıya duyarlı yangın dedektörleri, elyaf gibi tutuşan malzemelerin olduğu bölümlere de duman dedektörleri yerleştirilmelidir.
Konvansiyonel ve Adreslenebilen Yangın Alarm Sistemleri
Yangın alarm sistemleri konvansiyonel ve adresli yangın sistemleri olarak ikiye ayrılırlar. Konvansiyonel yangın alarm sistemleri küçük ofisler ya da oteller gibi kısıtlı alana sahip işletmelerde kullanılmaya daha uygundur. Bu yangın alarm sistemleri diğerlerine göre daha uygun fiyatlıdır. Sistem içinde bir dedektörden sinyal geldiğinde, dedektörün bağlı olduğu devre kontrol paneli tarafından belirlenir. Bu sistemler yangın çıkma olasılığı olan bölgeyi belirleyebilir.
Kablosuz Yangın Alarm Sistemleri
Gelişen teknoloji sayesinde son yıllarda piyasada kablosuz yangın alarm sistemlerine de rastlamaya başladık. Bu sistemlerin kablolu sistemlere göre en büyük avantajı birkaç binadan oluşan işyerlerinde kolay bir şekilde kullanılabilmeleri. Eğer üretim tesisiniz birkaç binadan oluşan bir kampüs ise böyle bir sistemi tercih edebilirsiniz.
Dedektörler
Yangın alarm sistemleri içinde farklı dedektör tipleri kullanılır. Bu dedektörlerden bir bölümü ısıyı, bir bölümü dumanı, bir bölümü de zehirli gazları algılar. Birden fazla tehlikeyi algılama özelliği olan dedektörler de mevcuttur.
Dedektörleri birbirinden ayıran diğer önemli bir unsur da yangın tehlikesini algılama teknikleridir. İyonizasyon özelliğine sahip dedektörler, dedektörler içindeki havayı iyonize ederek dumanı algılar. Fotoelektrik özelliğine sahip dedektörler ise ışık sensörleri sayesinde dumanı belirler.
Yangın Alarmı Paneli
Yangın alarm sistemleri içindeki dedektörler bir panele bağlı olarak çalışırlar. Bu panel de daha büyük bir güvenlik sistemine bağlı olarak çalışabilir.
Yangın alarm panellerinin belirli kapasiteleri vardır. Her panele belirli sayıda dedektör bağlanabilir. Bu yüzden bir yangın alarm paneli seçmeden önce sisteminizde kullanacağınız dedektör sayısını belirlemeniz gerekir.
İnterkom sistemleri kullanımına neden ihtiyaç duyarız?
İnsanların temel ihtiyaçları vardır. Yeme içme gibi ihtiyaçlarından önce gelen ve fazlaca bilinmeyen sürekli göz ardında kalan en temel ihtiyacımız ise can ve mal güvenliğidir. Günümüzde can ve mal güvenliğimize yönelik tehditler oldukça fazladır. Ve biz bunların hiçbirisinin farkına varmıyoruz.
Bu farkına varmayarak devam etme süreci başımıza gelene kadar sürüyor. Farkına vardığımızda ise ya iş işten çoktan geçmiş ya da geçiyor üzere olacaktır. Aslında zamanında alacağımız basit birkaç önlemle güvenlik konusunda birçok konuyu elemiş oluruz. Bizlere bu elemeyi yaptırma düşüncesi, sadece riskin bizi bulması değil, riskin var olması durumunda bile geçerlidir.
İnterkom Sistemi nedir?
Dünyada ve ülkemizde genel anlamda güvenlik konusunda birçok değişik cihazlar üretilmektedir. Bu ürünler arasında kameralar ses iletişim sistemleri, görüntü sistemleri en üst sıralarda yer almaktadır. Ses ile iletişim sistemleri kablolu ve kablosuz olarak da kullanılırlar, aynı şekilde görüntülü iletişim sistemleri de hem kablolu hem de kablosuz olarak kullanabilir.
Sesli iletişim sistemlerinin arasında en çok bilinenleri ve güvenlik amacıyla kullanılanlardan bazıları diafon ve telsizlerdir. Telsiz kablosuz olarak iletişim sağlar ve her yerde düzgün çekmeyeceği için ideal bir çözüm değildir. Diafon ise her yer sürekli ve kesintisiz bir iletişim sağladığı için her zaman idealdir.
Ayrıca güvenlik sistemlerinin arasında kameralar ve görüntü sistemleri de bulunmaktadır. Görüntü ve ses ile birlikte olduğu zaman daha fazla etkili olarak kullanılan bir önleyici güvenlik tedbiri olacaktır. Hem görüntünün hem de sesin aynı anda tek tek tarafta, sadece sesin bir tarafta sunulduğu cihazlara Görüntülü Diafon denir.
Görüntülü diafon olarak ülkemizde kullanılan ve en çok tercih edilen GÖRÜNTÜLÜ DİAFONcihazlarıdır.
İnterkom sistemleri kullanım alanları nelerdir?
Genelde bilinen kullanım alanları konutlar ve sitelerdir. Ama bilinen bu kullanımlarına ilave olarak birçok değişik araç ve özel mekânda Görüntülü Diafon kullanılmaktadır.
İnterkom sistemleri kullanan başlıca yerler
• Özel yapım zırhlı araçlar, banka araçları,
• Karavanlar
• Hoteller, resepsiyon bağlantısı
• Resepsiyon bölümü kapıdan uzakta olan işyerlerinde
• Özel olarak tasarlanmış olan yatlar
• Turistik gezilerin düzenlendiği kruvazör gemileri
Bunların arasında yer almaktadır.
Görüntülü diafon içeriğinde bulunan donanımlar nelerdir?
Görüntülü diafon sistemlerinde birden çok donanım bulunmaktadır.
• Her hane için iç panel
• Kapıda görüntü ve zil sistemi
• İç kamera sistemi
• Kablolar
• Panel içerisinde bulunan ekran
• Panel içi ses alıp verme
Donanımları bulunmaktadır
Görüntülü diafon özellikleri nelerdir?
Ülkemizin lider Görüntülü Diafon markası olan Görüntülü Diafoncihazlarının başlıca özellikleri ise
• Tek tarafa sesli ve görüntülü veri aktarımı
Hane içine gelen sesin duyulup, görüntünün Görüntülü Diafon paneli üzerinde gözükmesidir. Size tercih seçeneği sağlayan bu panel sayesinde kapıyı açıp açmama, ya da düğme ile sesli komutla karşınızdaki hakkında bilgi alabilirsiniz
• Tek tarafa ses aktarımı
Hane dışında kalan bölümdeki kişinin hane içinden gelen sesi duyabileceği ve zil bölümüyle birlikte olan paneldir
• Şifre ile kapıyı açma
görüntülü diafon ile hane sakinlerinin anahtar kullanmadan belirlenmiş olan şifre ile dış panel üzerinde bulunan tuşlara dokunarak kapıyı açmasını sağlar
• Haneler arası dâhili görüntülü telefon olarak konuşma.
Ekstra olarak haneler arasında dâhili hat olarak kullanılabilir
• Panel üzerinden ekran üzerinde ziyaretçiyi gördükten sonra kapıyı açma
• Ayrıca uzaktan kontrolle mobil uygulamadan kapı açılmasını sağlama
Gibi çok önemli fonksiyonlara sahiptir
Görüntülü diafon sistemleri kullanımı kaç hane içindir?
• Bir ve birden fazla haneye sahip olan bütün binalarda kullanabilirsiniz,
• ·Bina blok, hane bölüm seçenekleri mevcuttur.
.